“Tek gücümüz eylem yapmak”
Labourstart, yıllık konferanslarının ikincisi “Sosyal Ağ’lardan Sosyal Devrimlere” başlığıyla Türkiye’de gerçekleştirildi.
İstanbul’da Petrol-İş Sendikası Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansın en çok dikkat çeken konukları ise halk ayaklanmalarının yaşandığı Arap ülkelerinden gelen sendika temsilcilerinin sunumlarıydı.
Cezayir’den SNAPAP (Otonomist Sendika) Başkanı Rachid Malaoui ile sendika bünyesindeki Güvencesiz Çalışanlar Komitesi Başkanı Malika Falil, Tunus’la başlayan halk ayaklanmalarının Cezayir’e yansımasını ve ülkedeki mevcut durumu gazetemizle paylaştılar..
Cezayir’in Fransız sömürgeciliğine karşı bağımsızlığına kavuşmasından sonra tek parti tarafından yönetildiğini hatırlatan 300 bin üyeli SNAPAP Sendikası Başkanı Rachid Malaoui, 1988 yılında devlet tarafından yapılan bir kanun değişikliği ile çeşitli ilerlemelerin sağlandığını belirtti.
Malaoui: Baskılar arttı
Partiler ve sendikaların kurulmasına izin verildiği ve seçimlerin yapıldığını söyleyen Rachid Malaoui, bu süreçten sonra askeri darbe döneminin yaşandığını dile getirdi. Bu çatışmalar sırasında ülke çapında 200 bin kişinin hayatını kaybettiğini ve ülkede OHAL yaşanmaya başlandığını söyleyen Malaoui, 2011 yılının başından itibaren Tunus’ta yaşanan halk ayaklanmasının Cezayir’i nasıl etkilediğini de anlattı.
Cezayir’de başlayan eylem dalgasının hükümet tarafından kırılmak istendiğini de sözlerine ekleyen Malaoui, Cezayir’deki sendikaların ve örgütlerin, hükümete, OHAL’in kaldırılması, mahkumların serbest bırakılması ve demokratik değişim taleplerini sunduklarını ve bu taleplerin kabul edildiğini söyledi.
OHAL’i kaldıran, mahkumları serbest bırakan hükümetin işçilere demokratik değişim vaadinde de bulunduğunu belirten Malaoui şöyle konuştu:
“Şubat ayında hükümet olağanüstü hali kaldırdı ve mahkumları serbest bıraktı. Demokratik bir değişim yapılacak diye vaatte bulundu. Devlet halka para dağıttı. Halkı kandırmak için bunu yaptı. Halk bunu hala kabul etmiyor çünkü yapılan değişiklikler baskıyı, adaletsizliği daha da arttırdı. Cezayir’deki eylemler İçişleri Bakanlığı’nın izni olmadan yapılamıyor.”
“Tek gücümüz eylem yapmak”
Malaoui, 300 bin üyeli bağımsız bir sendika olduklarını, sürekli grev ve eylem yaptıklarını söyledi.
Devletin, hükümet yanlısı sendikayı muhatap aldığını da sözlerine ekleyen Malaoui, ILO’da hükümete karşı açtıkları iki davanın halen devam ettiği bilgisini verdi.
Malaoui , Cezayir’deki sosyal-ekonomik sorunların nasıl çözüleceğine ilişkin sorumuza da şu yanıtı verdi:
“Bizde diktatörlük sistemi var. Tek gücümüz eylem yapmaktır. 30 bin kişi sözleşmeli öğetmenlik yapıyordu. Eylemlerimizle onları kadroya aldırdık. Sağlık, eğitim, belediye, tarım gibi sektörlerde örgütlüyüz ve şu anda 300 bin üyemiz var.”
SNAPAP bünyesindeki Güvencesiz Çalışanlar Komitesi Başkanı Malika Falil ise Tunus’taki halk ayaklanmasının ardından Cezayir’de başlayan eylemler sırasında gözaltına alınmış.
2010 yılının Eylül ayında Çalışma Bakanlığı önünde, sözleşmeli işçilere kadro hakkı talebiyle gerçekleştirilen eylem sırasında gözaltına alındığını söyleyen Malika Falil, bu eylemden bir hafta sonra işten atıldığını söyledi.
Cezayir’deki eylemlerin kitlesel biçimde gerçekleştirildiğini de sözlerine ekleyen Falil, Cezayir’in çeşitli kentlerinde her hafta düzenli eylemler yapıldığı bilgisini de verdi.
İnternet üzerinden örgütlenen bu eylemlere ağırlıklı olarak 22-30 yaşları arasında 200 bin kişinin katıldığını söyleyen Malika Falil, polis baskısına ve işten atma tehditlerine de dikkat çekti.
Kızıl Bayrak / İstanbul
İşgal et eylemleri büyüyor
Emperyalist-kapitalist sistemin kalbi Wall Street’te başlayan ve farklı eyaletlere yayılan işgal eylemleri ikinci ayını doldurdu.
New York başta olmak üzere, Los Angeles, Las Vegas, Washington, Chicago, Portland, Seattle, Dallas, Philadelphia ve St. Louis kentlerinde binlerce protestocu, sloganlar atarak sokaklarda ve kentlerin simgeleri haline gelen ünlü köprülerde yürüdü.
Bazı kentlerde sendikaların işsizliği protesto etmek için düzenlediği gösterilerle de çakışan “Wall Street” eylemlerinde polis gözaltı saldırısına başvurdu. Ülke genelinde 276 kişi gözaltına alındı.
New York Borsası’na yürüyüş
Zuccotti Parkı’nda toplanan eylemciler Wall Street’e doğru sloganlarla yürümeye başladılar.
New York Borsası’nın açılış gongunun çalmasını geciktirmeyi amaçlayan protestocular polis engeline takıldı. Yürüyüşlerini sürdüren eylemcilerden bazıları gözaltına alınırken New York Menkul Kıymetler Borsası çevresinde polis ablukası dikkat çekti. Wall Street sokağına giremeyen protestoculardan bazıları da yere oturup birbirlerine kenetlendi. Sürekli sloganlar atan göstericiler sokaklara barikat kuran polisi de protesto ettiler.
Wall Street sokağına barikat kuran polis, Wall Street’e sadece çalışanların girmesine izin verdi. Bazı protestocular Wall Street sokağının başında kurulan polis barikatının önünde beklerken, diğer gruplar da sloganlar atarak ve daire oluşturarak çevrede yürümeye devam ettiler.
Foley Meydanı’nda protesto
Ardından Foley Meydanı’nda akşamüstü düzenlenen mitinge ise başta “Wall Street’i işgal et” protestocuları ve işçi sendikaları üyeleriyle birlikte on bini aşkın kişinin katıldığı bildirildi. Mitingin, daha önce aynı meydanda Ekim ayında yapılan protestodan çok daha kalabalık olması da hareketin kazandığı ivmeyi gösterdi.
Brooklyn Köprüsü’nde protesto yürüyüşü
Daha sonra protestocular, eylemlerinin ikinci ayının bitimini kutlamak amacıyla Foley Meydanı’ndaki herkesi Brooklyn Köprüsü’nde yürümeye davet ettiler.
Brooklyn Köprüsü’ne yürüyüş sırasında polisle göstericiler arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı ve bazı protestocular gözaltına alındı. Göstericiler ellerindeki pankartlarla köprüden yürürlerken Verizon telefon şirketinin merkez binasının dış duvarına çevreden görülebilecek şekilde, göstericiler tarafından lazerle “Yüzde 99”, “Korkmayın Yürüyün”, “Bu Sadece Bir Başlangıç” “Wall Street’i İşgal Edin” gibi sloganlar yazılması büyük alkış aldı.
|